İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’ndan PKK’nın fesih kararına ilişkin ilk değerlendirme geldi. “Türk milleti bu ihanet açıklamasını asla kabul edemez” diyen Dervişoğlu, partisinin grup toplantısını Çankaya’da Lozan Parkı’nda yapacaklarını belirterek, “Yarın saat 12.00’de Bütün milletimizi Lozan Parkı’na gelmesini bekliyoruz. Çok büyük tepki göstereceğiz.” dedi.
Abone ol
Terör örgütü PKK, 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği 12. Kongresi’nin kararlarını açıkladı.
PKK sonuç bildirgesinde, “Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihi açıklamasıyla başlayan süreç, yaptığı çok yönlü çalışmalar, değişik tarzlarda sunduğu perspektifler ışığında 5-7 Mayıs tarihleri arasında toplanan 12. Parti Kongremiz başarıyla tamamlandı” denildi.
Fesih açıklamasına ilişkin İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’ndan ilk değerlendirmeler geldi.
“Terör örgütü zaferini ilan ediyor”
Dervişoğlu, basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu’nun açıklamalarında öne çıkan satırlar şöyle:
“Türk milleti bu ihanet açıklamasını asla kabul edemez. Devleti yöneten iktidar ortaklarının olduğu bu sürecin adı açıkca ‘ihanettir. Yapılan açıklamada görüyoruz ki PKK amaçlarından geri adım atmamıştır. Terör örgütüne Lozan Antlaşması’nda hangi madde için delme sözü verdiniz de ‘başardık’ diyorlar. Terör örgütü zaferini ilan ediyor.
Akıllardaki bir diğer soru ise evlatlarımızın katiline özgürlük vaadidir. Teröristbaşı Öcalan’a hukuki süreç talep ediliyor. Pazarlık yaptıysanız, bu haini siyasete mi sokacaksınız. Geldiğimiz noktada uyanık olmak ve müdahale etmek zorundayız.
İktidara soruyorum; 26 Nisan’daki Kamışlı’da ilan ettikleri özerk yapıya ne diyorsunuz? Bu alınan kararda Suriye’de adem-i merkeziyetçi bir yapıya dönüştürülecektir. Hani siz Suriye fatihiydiniz. YPG, Suriye içerisine meşrulaştırılıyor. Bu bir teslimiyet değil, terör örgütünü devletleştirmedir.
“Çok büyük tepki vereceğiz”
“Türkiye’nin uniter devlet yapısını hedef alanları uyarıyorum. Bu açıklamanın müjde olarak sunulması ihanettir. Türkiye’yi ‘soykırımcı’ olarak tanımlayan her kim varsa gün geldiğinde hesap verecektir. ‘Terörsüz Türkiye’ ile başlatılan süreç, açıklama ile Türk vatanı ve Türk milleti açısında tehlike oluşturmaktadır. Türkiye’nin istikbalinin pazarlık konusu olduğu açıktır.
Lozan Antlaşması Türkiye’nin tapulu malıdır. Büyük Türk milleti bu ihaneti asla kabul etmez. Partinin grup toplantısını Çankaya Birlik mahallesindeki Lozan parkında gerçekleştiriyoruz. Yarın saat 12.00’de Bütün milletimizi Lozan Parkı’na gelmesini bekliyoruz. Çok büyük tepki göstereceğiz.”
PKK’nın fesih kararında Lozan için ne denilmişti?
PKK’nın fesih kararında ‘1924 Anayası’nın Kürtleri inkar ettiğinin’ ifade edilmesi oldu. PKK’nın 1924 anayasası ve Lozan Antlaşması ile ‘soykırım ve asimilasyon politikalarının’ etkili olduğu bir dönemde şekillendiği ifade edildi:
“Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı. Doğuşunda reel sosyalizmin etkilerini yaşadı ve ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini benimseyerek, silahlı mücadele stratejisi temelinde meşru, haklı bir mücadele yürüttü. PKK katı Kürt inkarının, buna dayalı imha siyasetinin, soykırım ve asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullarda şekillendi. 1978’den başlayarak yürüttüğü özgürlük mücadelesiyle Kürt varlığını kabul ettirmeyi ve Kürt sorununun Türkiye’nin temel realitesi olarak görülmesini esas aldı.
Önder Apo Kürt-Türk ilişkilerinin sorunsallaştığı Lozan Antlaşmasının ve 1924 Anayasasının öncesini referans alarak, Ortak Vatan ve Kürt-Türk halklarının kurucu öğe olduğu Demokratik Türkiye Cumhuriyeti perspektifini ve Demokratik Ulus anlayışını Kürt sorununun çözüm çerçevesi olarak benimsedi. Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleşen Kürt isyanları, 1000 yıllık tarihi Kürt-Türk ilişki diyalektiği ve 52 yıllık Önderlik mücadelesi Kürt sorununun ancak Ortak Vatan ve Eşit Yurttaşlık temelinde çözülmesinin kazandıracağını göstermiştir. 3. Dünya Savaşı kapsamında Ortadoğu’da yaşanan güncel gelişmeler de Kürt-Türk ilişkilerini yeniden düzenlemeyi kaçınılmaz kılmaktadır.”
.